AŞAĞILIK MAYMUNLARA DÖNÜŞMEK
Yüce Rabb’imiz, âyetlerinde kitap ehlinden bir kısım kişilerin maymunlara çevrildiklerini bize haber verir. Kur’ân’ın bu haber verişi, tarihi bir mâlûmâtı aktarmak değildir. O, bize bu olanları, ibret almamız için aktarır. Rabb’imiz şöyle buyurur: “İçinizden cumartesi günü azgınlık edenleri elbette biliyorsunuz. Onlara “Aşağılık birer maymun olunuz.” dedik; bunu, çağdaşlarına ve sonradan geleceklere bir cezâ örneği ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlara öğüt olsun diye yaptık.”1 “Allah katında bundan daha kötü bir karşılığın bulunduğunu size haber vereyim mi?’ de. Allah kime lânet ve gazap ederse, kimlerden maymunlar, domuzlar yapar ve şeytana kullar kılarsa, işte onlar yeri en kötü ve doğru yoldan en çok sapmış olanlardır.”2 “Kendilerine edilen yasakları aşınca, onlara: “Aşağılık birer maymun olun.” dedik.”3 Yüce Allah her şeye kâdirdir. O, dilediğini yapmaya gücü yetendir. O’nun ödül vermesi gibi hiç kimse ödül veremez, O’nun cezâlandırması gibi hiç kimse cezâlandıramaz. Hiç kimse de O’nu, “Niçin böyle yaptın?” diye sorgulayamaz. Yüce Allah, kime nasıl mükâfat vereceğine, kimi nasıl cezâlandıracağına ve kime ne zaman ödül yahut mükâfat vereceğine kendisi karar verir. O, ödülü de cezâyı da dilerse dünyada verir, dilerse âhirette verir. Dilerse hem dünyada hem de âhirette verir. Nitekim tarih boyunca Yüce Allah’a başkaldıran zâlimler kimi zaman tûfân ile kimi zaman kıtlık ile kimi zaman semâdan yağan çeşitli azap şekilleriyle helâk olmuşlardır. Yüce Rabb’imiz, kimi azgın toplumların cezâsını da âhirete ertelemiştir. “O azgınların her birini günahı sebebiyle yakaladık; kimine taşlar savuran rüzgârlar gönderdik, kimini bir çığlık yok etti, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de suda boğduk. Onlara, Allah zulmetmiyordu, fakat onlar kendilerine yazık ediyorlardı.”4 “Eğer Rabb’inin verilmiş bir sözü ve tayin ettiği bir süre olmasaydı, hemen azaba uğrarlardı.”5 “Allah’ın size lütuf ve merhameti bulunmasaydı, Allah şefkatli ve merhametli olmasaydı hemen cezânızı verirdi.”6 “Senden azabı acele bekliyorlar. Eğer süre belirtilmiş olmasaydı azap onlara hemen gelirdi. Ama yine de onlar farkına varmadan başlarına ansızın gelecektir.”7 “Allah insanları haksızlıklarından ötürü yakalayacak olsaydı, yeryüzünde bir tek canlı bırakmazdı. Fakat onları belirli bir süreye kadar erteler. Süreleri dolunca onu ne bir an geciktirebilirler, ne de bir an öne alabilirler.”8 Aşağılık maymunlara dönmek kitap ehlinin başına gelen bir musîbettir. Bu cezâ, “Allah’ın Kitabına kuvvetle sarılın, onda bulunanları hatırda tutun.” emrine uymayanların âkıbetidir. Kitap ehli, kendilerine gelen bunca peygambere ve inen ilâhî kitaplara rağmen, ilâhî ölçülerden yüz çevirdiler ve bu elîm âkıbete dûçâr oldular. Onlar, Yüce Allah’ın yasağını çiğnediler ve maymunlara dönerek dünyevî cezâlarını çektiler. Bugün Yüce Allah’ın yasaklarını çiğnedikleri halde isyankârlar cezâlarını çekmiyorlarsa, bu onların yaptıklarının yanına kalacağı anlamına gelmez. Zira âhiret azabı çok daha acıklı ve dehşet vericidir. Kitap ehlinden bir grup ilâhî yasakları çiğnediler, Yüce Allah onları maymunlara çevirerek cezâlandırdı. Rivâyete göre onlar şeklen maymunlara dönüştüler, hatta kuyrukları bile oldu, kısa bir süre yaşadılar, sonra helâk olup gittiler. Onların neslinden herhangi bir üreme olmamıştır. Gençlerinin maymunlara, yaşlılarının ise domuzlara çevrildiği de söylenmiştir. Onlar akılları olan insan maymunlara dönüştürülerek azabı tattılar. Üç gün kadar yaşayıp ölüp gittiler. Bir başka görüşe göre onlar şeklen maymunlara dönmediler, fakat bir kısım husûsiyetlerde maymunlaştılar. Bu görüşe göre onlar, şeklen insan olarak kaldılar, ancak huyları, karakterleri bakımından maymunlar gibi oldular. Tâbiûn müfessirlerinden İmam Mücâhid’e dayandırılan bu görüşe göre Yüce Allah, damgalamak ve mühürlemek mânâsında onların kalplerini döndürmüştü, yoksa onların şekillerini maymun şekline çevirmemişti. Öyle olsaydı insan olarak yaratılan varlığın yok edilip sonra tekrar maymun olarak yaratılması gerekirdi. Yine böyle bir şey söz konusu olsaydı biz her gördüğümüz maymun yahut domuzun aslında insan olabileceğini düşünürdük. Dolayısıyla onların dönüştürülmesi ruhsal ve mânen bir dönüştürmektir.9 Ancak ilk âyette geçen, “İçinizden cumartesi günü azgınlık edenleri elbette biliyorsunuz.” ifadesi ile, “...bunu, çağdaşlarına ve sonradan geleceklere bir cezâ örneği ve öğüt olsun diye yaptık.” cümlesi onların şeklen maymunlara dönüştüğüne delalet eder. Zira onlar şekil bakımından insan olarak kalsaydılar, sonraki gelenlere örnek olmaları imkânsız olacaktı. Demek ki maymunlaşan bir kavim bilinmekte idi ve onların başına gelenler dilden dile anlatılarak sonraki kuşaklara ders olarak gelmişti.
Ali AKPINAR
YazarVakıf denince çoğu kere pek çoğumuzun aklına bir türbe, bir dergâh yahut tarihi bir yapı gelir. Evet, doğrudur bunlar hep vakıf eserleridir. Ama vakıf hepimizin hayatının pek çok alanını kuşatan bir k...
Yazar: Ali AKPINAR
Prof. Dr. Kadir ÖZKÖSE - Prof. Dr. H. İbrahim ŞİMŞEK Bahâeddîn Nakşbend (k.s.), Abdulhâlik Gucdevânî’nin hafî zikir esasına dayalı olarak kurduğu Hâcegân tarikatının unutulmaya yüz tutan prensiple...
Yazar: Halil İbrahim ŞİMŞEK
Ebû Hanîfe’nin bize intikâl eden fazla bir yazılı eseri olmasa da, yetiştirdiği öğrenciler onun ilmini sonraki nesillere taşımıştır. Kendisi ölümü pahasına kadılık görevini kabul etmemiştir. Ancak Ebû...
Yazar: Abdullah KAHRAMAN
Osmanlı devlet sisteminde, ileride tahta geçebilecek hükümdar olma şansları eşit sayılan şehzâdelerin doğumlarında sarayda sevinç gösterileri ve törenler düzenlenir, top atışları yapılırdı. Bu mutlu h...
Yazar: Bekir AYDOĞAN