ARINMA MEVSİMİNDE NEFİS EĞİTİMİ
Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluşumuza sebep olan mübarek ramazanın gelmesiyle mutluluk iklimine, huzur mevsimine girmiş bulunuyoruz. Nefislerimizi kötülüklerden temizlemenin, gönüllerimizi günahlardan arındırmanın şimdi tam zamanı. Bu ay, ilâhî rahmetin sağanak sağanak yağdığı, tüm maddî ve manevî kirleri silip süpürdüğü, ruhları ve bedenleri tertemiz ettiği bir aydır. Ramazan ayıyla beraber insanlar, maddî ve manevî kirlerden temizlenme fırsatını yakalarlar. Kâmil bir iman, ihlâs ve sevabını Allah’tan bekleme karşılığında geçmiş günahların silinmesiyle insanın berrak, günahsız hâle gelmesi, bu ayda yapacağı nefis eğitimine bağlıdır. Ramazan; nefis, şeytan ve kötü arzularına karşı koymayı, kendilerini Allah’ın emirlerine, Peygamber (s.a.v.)’in sünnetlerine uymayı öğreten bir eğitim sürecidir. Bu süreçte kişi; oruç, namaz, zekât ve sadaka gibi ibadetlerle, nefsini bencillikten, cimrilikten, merhametsizlikten ve her türlü kötülükten arındırmaya çalışacaktır. Ramazan ayı iradenin, sabrın ve sebatın güçlendirildiği manevî bir aydır. Bu ayda Kur’an’dan ışık alarak, çatallaşan yolları aydınlatacak zihnî berraklık, kalp duruluğu ve bir ölçü berraklığı ediniriz. Ramazanda başlayıp tüm zamanlarımıza yayılacak Kur’an dostluğu geliştiririz. Kur’an sadece elimizde, dilimizde değil; yüreğimizde, aklımızda, kısaca hayatımızın her sahasında olur. Müslüman, ramazan-ı şerifte, bütün küskünlüklerden, günahlardan, nankörlüklerden, cahillikten, fesattan ve zulümden kaçınılmalıdır. Bugünün eksikliklerini yarın tamamlamak için çırpınmalı; yarını, ahiret yolculuğuna çıkmadan önceki artı bir ikram olarak düşünmelidir. Ramazanda, oruçla nefis terbiyesi ve temizliği yapılır. Diller kötü sözlerden, gönüller kirli duygulardan arınır. Günlük hayatta kavga, tartışma ve çekişme yerine; “Ben oruçluyum.” ifadeleri hâkim olur. Ramazan ve içinde barındırdığı oruç bize ne kazandırdı ise bunların kalıcı bir hal ve ahlâk olarak korunması şarttır. Nefis ve irade terbiyesi, orucun kazandırdığı ve insanda ömür boyu etkili olacak en önemli özelliktir. Oruç, ruhî disiplindir… Oruç, içimizdeki nefis canavarını kontrol altına alan ve böylelikle insanın içindeki merhamet ve şefkat duygularının açığa çıkmasını sağlayan ruhî bir disiplindir. Oruç, takvaya ermek ve nefsin şerrinden korunmak için emredilmiştir. Bu bakımdan ramazan-ı şerif, bize şüphelilerden ve haramlardan uzaklaşmayı öğreten manevî bir eğitim ayıdır. Oruç, ilâhî bir eğitimdir. Oruç, hayat mücadelesinde gerekli olan “sabır, hâle rıza, irade, azim, sözünde durma ve nefsanî arzulardan uzaklaşma” gibi durumların eğitimi ile ahlâkî durumumuzu olgunluğa ulaştırır. Oruç, nimetlerin değerini bildiren, teşekkür duyguları uyandıran, yoksulların ve çaresizlerin hâlinden anlama şuurunu kazandıran, nefsanî arzuları yok eden, maddenin esaretinden kurtarıp “sabır” denilen en yüksek ahlâkî özelliğe eriştiren bir ibadettir. Oruç aslında bir itidal eğitimidir. İtidal eğitiminin imtihanıdır. Bu imtihan, sadece bedeni değil; aklı, ruhu, iradeyi, karakteri, şuuru ilgilendiren yönlere de sahiptir. Nefis hiçbir şeye doymaz. Ne yemeye doyar ne süslenmeye ne takdir ve iltifata ne eğlenceye ne gezmeye tozmaya ne mülke ne eşyaya… Hep daha fazlasını ister. Ramazan-ı şerif, bir mübarek vesiledir, fırsattır.
Sümeyye Büşra YILDIZ
YazarEskiden aile bireyleri aynı odada oturup birbirinin yüzlerine ve gözlerine bakarak saatlerce konuşurlardı. Çocuklar aile büyüklerinin edebini, ahlâkını örnek alırdı. Onlar gibi konuşur, onlar gibi yaş...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ
Günümüzde en çok değerini kaybeden konulardan biridir mahremiyet. Toplumu ifsat eden, zihinleri bulandıran, hayatı zehir eden davranışların başında mahremiyete uyulmaması gelmektedir. Aile mahremiyeti...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ
İlimizin en çok ekmek satan fırınlarından birinin sahibiyim. Her gün satılan ekmek binlerce diyebilirim. İçeri giren çok olur, ekmek ister, genelde veririz, bedava diye alır gider. Bir gün üst katt...
Yazar: Ayşe Gül PINAR
İnsanı mutlu eden duyguların başında, elinde olanı başkalarıyla paylaşmak gelir. İhtiyaç sahibi insanları arayıp bularak; aralarında ayırım yapmadan, hâlini, hatırını, derdini, sıkıntısını, ihtiyacını...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ