Allah’ın Varlığına İnanmak

Allah (cc) bizleri en şerefli ve en güzel şekilde yaratmıştır. Dünya ve ahiret mutluluğumuz için gerekli olan her şeyi var etmiştir. Allah'ın yaratma kudretinde hiçbir zorluk yoktur. O bir şeye ol dediği zaman o şey olur.

Allah; sınırlı olan aklımızla kâinat dediğimiz, ne olduğunu tam olarak bilemediğimiz ama varlığını hissettiğimiz, içinde Dünya, Güneş, Ay ve yıldızların da olduğu bir sistemi var etmiştir. Kâinattaki gördüğümüz ve göremediğimiz canlı ve cansız tüm varlıkları yaratan Allah'tır.

Aklımıza en çok takılan sorulardan biri de Allah’ı neden göremediğimiz sorusudur. Aslında bizlerin göremediği ama var olduğunu bildiğimiz pek çok şey vardır. Mesela ruhumuzun olduğunu biliriz ama göremeyiz. Bir yerimiz kesildiğinde acısını hissederiz ama göremeyiz. Mutluluğu biliriz ama göremeyiz. Bunun gibi daha birçok örnek verebiliriz. İşte Allah (c.c)’ın varlığını hissederiz. Nasıl mı?

Evrendeki düzenin hiç aksamadan bir saat misali işlemesi, Dünya’nın Güneş etrafında, dönmesi, gece ve gündüzlerin oluşumu gibi doğa olaylarının, insanın oluşumunun kendiliğinden olması imkânsızdır, öyle değil mi? Bu sistemi kuran bir yaratıcının olması gerektiğini inkâr edebilir miyiz?

Allah birdir. Birden fazla olsaydı kâinatın düzeni bozulurdu. Yönetilemezdi. Allah'ın eşi, benzeri, dengi ve ortağı da yoktur. O; yaratıcıdır, yaratılmamıştır. Onu yaratan da yoktur. Bunu daha iyi anlamamız için birkaç örnek verelim:

Bir otobüste aynı anda iki şoför, bir sınıfta iki başkan, bir şehirde iki vali olduğunu bir düşünün bakalım. Eğer bir değil de iki veya daha fazla olsaydı her biri kendine göre yönetecek ve arada birlik sağlanamayınca da düzen bozulacaktı.

Işığı ve ısısıyla bizlere hayat veren Güneş’i bilmeyenimiz yoktur, değil mi? Güneş’in dışında olan tüm gezegen ve yıldızlar, ışıklarını Güneş’ten alır. Peki, Güneş ışığını nereden alıyor dediğimizde ışığın kaynağının kendisi olduğunu biliyoruz. O ışığını başka bir yerden almaz, diyoruz, değil mi?

Karşımızdan gelen bir treni görüyoruz. En başta bir lokomotif ve arkasında sıralanan onlarca vagonlar var. Vagonlar zincirleme olarak birbirini çekiyor. ‘Peki, en baştaki lokomotifi kim çekiyor?’ sorusuna onu çeken bir gücün olmadığını söylüyoruz, değil mi?

Bir harf bile yazanı olmadan yazıya dönüşemezken, insanın ve evrenin sahipsiz olacağını nasıl düşünebiliriz? Ayrıca bir şeyi yapan usta bile yaptığı şeyin türünden değildir. Örneğin saati yapan saat türünden, harfi yazan da harf türünden değildir. Şu hâlde bizi ve evreni yaratanın da bizim ve evrenin türünden olmaması gerekir.

Verdiğimiz örneklerde de görüldüğü gibi, Allah yaratıcıdır. Yaratıcı güç kendindedir. Başkası tarafından yaratılmamıştır. Aynen güneşin ve lokomotifin başkalarına ihtiyacı olmadığı gibi...

Allah (cc) için yer, büyüklük ve zaman gibi kavramlar söylenemez. Allah, andığımız her yerdedir.

"Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve biz ona şah damarından daha yakınız." (Kâf Sûresi, 16. Âyet) "Nerede olursanız olun O (Allah) sizinle beraberdir." (Hadîd Sûresi 4. Âyet)

Allah, bir anda birçok işi yapabilir. Onun emrinde olan sayısız melekleri vardır. Tabiat ve doğa dediğimizi de yaratan Allah'tır. O'nun emrinde ne isterse o olur. Bulutu çıkarır, yağmuru ve karı yağdırır. Mevsimleri de düzene koyan O'dur.

Allah, "Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım." (Zariyat Sûresi 56. Âyet) buyurarak yaratılma sebebimizi açıklıyor.

Tek Allah'a inanmak, insan ruhunu tam hürriyete kavuşturur. İnsanın Allah'ın kendisinin yaratan olduğunu bilmesi, ondan yardım beklemesi ve işini yaptıktan sonra ona bırakması gerekir.