AİLEDE AHLÂKİ DAVRANIŞLAR
Benim sağlıklı¸ mutlu¸ başarılı¸ Allah (c.c) katında makbul bir insan olarak yetişmem için neden doğru bir adam veya kadınla evlenmedin?”
Benim sağlıklı¸ mutlu¸ başarılı¸ Allah (c.c) katında makbul bir insan olarak yetişmem için neden doğru bir adam veya kadınla evlenmedin?”
“Çocuk eğitmede en önemli husus ilkeli olmaktır. Yani dürüst ve erdemli olmalı. Başkalarının yanında yapmadığını yalnızken de yapmamalıdır. Çocuğunda ne görmek istiyorsa önce kendi yaşamalıdır. Çocuğun ahlâkî değerlere sahip olmasını istiyorsa her alanda ahlâkî davranmalıdır.”
Bir önceki sayımızda sağlam bir evliliğin kurulmasında temel yapı taşlarından söz etmiştik. Evlenmek üzere yola çıkan gençlerin masaya yatıracakları konuları konuşuyorduk. İlk olarak gençlerin nerede nasıl oturacaklarını netleştirmeleri gerektiğini vurgulamıştık. Bu sayımızda ise çocukların eğitimi konusunu ele alalım istedik:
Evlenecek gençlerimizin ele alacakları (önceden inceden inceye görüşüp konuşacakları) konuların başında çocukların eğitimi gelmelidir. AnneBaba olmaya hazır mıyım? Çocukların gelişimleri ve eğitimleri ile ilgili neler biliyorum? Neler bilmeliyim? Nasıl öğrenebilirim? Sorularını sormalı ve bu sorulara cevap bulmaya çalışmalıdır. Bu sorumluluk sadece anneye bırakılmamalı baba da ortak olmalıdır. Yapılan evlilikte din¸ milliyet ayrılığı var mıdır? Varsa çocuklar hangi kültüre göre eğitim alacaklardır? özellikle yurt dışında yaşayan ve çalışan kişiler arasında gayrimüslim hanımlarla yapılan evlilikler sonucunda iki kültürlü çocukların sayısı az değildir. Sonradan onların eğitimleri ile ilgili bazen ne büyük problemler çıkabildiğini¸ bu arada çocukların nasıl örselendiğini biliyoruz. Bu konuya böyle değindikten sonra genel eğitimde yapılan yanlışlıklar ve ortaya çıkan aksaklıklar üzerinde duralım.
Birinci önemli husus tutarlı olmaktır. Anne baba arasındaki görüş ayrılıkları çocuğa yansıtılmamalıdır. Birinin evet dediğine öteki hayır dememelidir. Çocuk için bir kural konacaksa¸ bir yaptırım uygulanacaksa¸ ceza veya ödül verilecekse ana baba önceden fikir birliğine varmalıdır. Bu işin içine büyükanne ve büyükbaba mümkünse karıştırılmamalıdır. Sözgelimi; çocuk ağlıyor¸ dondurma istiyor. Anne "Hayır hava soğuk¸ hasta olacaksın¸ daha yeni İyileştin" diyor. Baba (ya da dedeninesi) "Az biraz yiyiversin¸ bir şey olmaz¸ ağlatma çocuğu" dediği zaman çocuk daha sonra konulacak kurallara uymaz¸ uyamaz. Kendimizi çocuğun yerine koyalım biz uyar mıyız? Bu örnekler çoğaltılabilir; sokağa çıkma¸ ders çalışma¸ harçlık alma¸ yemek yeme¸ uyku saati vb. konularda aynı sıkıntı yaşanır. Ayrıca çocuk böyle tutarsızlık içindeki büyüklere güven duymaz ve onlara saygı göstermez ama bu fırsatları çok güzel kullanır. Çocukerkil bir aile tipi ortaya çıkar. Doğru olanın en kestirme yolu; izah etmek açıklamaktır. Çocukların isteklerine baştan hayır demeden;
"Ben de dondurma yemeni çok isterim dondurma çok hoş bir şey ama yeni iyileştin biraz daha dikkatli olmamız gerekiyor¸ Babası sen bu konuda ne dersin? Ne yapalım?"
Babanın cevabı; "Annen haklı; ancak dondurma miktarını azaltabiliriz veya dondurma yerine başka bir şey alabilirsin" şeklinde olabilir. Ama birinin koyduğu kural yanlış bile olsa asla çocuğun önünde "Boş ver¸ saçmalama¸ yapıversin ne olacak" tarzında yerle bir edilmemelidir.
Bir diğer husus dini bilgiler ne zaman¸ nasıl kazandırılacak? Ana babalar bu konuda fikir birliğine varmış olmalı. Bu hususta yaşanan çok sıkıntı var. Söz gelimi; baba daha erken yaşta ve daha sıkı bir dini eğitim alsın istiyor ama anne aynı görüşte değil. Erken veya yeterli diye düşünüyor. Veya hiç istemiyor. Bunun tam tersi olan durumlarda sık sık karşımıza çıkıyor. Anne dini eğitimde daha hassaş baba karşı çıkıyor veya ağırdan alıyor. Her ikisinde de çocuk taraf tutmak zorunda kalıyor. Eşler arasında kopukluk¸ kırgınlık meydana geliyor.
Özellikle dini özel gün ve gecelerde ana babanın aynı hassasiyette davrandığını göstermesi gerekir. O günler ve gecelerde ailece bir farklılık oluşturulmalı¸ bu manevi havanın güzelliği çocuklarla beraber yaşanmalıdır. Sözgelimi; Ramazanda eşimizi dostumuzu iftara davet ettik¸ evde bir hazırlık¸ bir telaş... Bu arada çocuklar ayakaltında dolaştıkları veya engel oldukları için kızıp bağırmak¸ o güzelliğin ruhuna uygun değildir. Onları bu manevî atmosferin içine dâhil etmek gerekir. Dinî veya ahlâkî konularda çocuklarımızın görmesini engelleyemeyeceğimiz bir eksiğimiz ya da yanlışımız olduğu vakit¸ çocuklarımıza açıklama yapmalı; "ben senin yaşındayken (küçükken) bu bilgileri alamadığım için¸ zamanında öğrenemedim¸ Öğreten de olmadı bu sebeple doğru davranmakta¸ yanlış alışkanlıkları düzeltmekte zorlanıyorum" demeli.
Çocuk eğitmede ikinci önemli husus ilkeli olmaktır. Yani dürüst ve erdemli olmalı. Başkalarının yanında yapmadığını yalnızken de yapmamalıdır. Çocuğunda ne görmek istiyorsa önce kendi yaşamalıdır. Çocuğun ahlâkî değerlere sahip olmasını istiyorsa her alanda ahlâkî davranmalıdır. Söz gelimi; konuşurken eşine ve çocuklarına karşı nazik davranmalı¸ iş hayatında ticaret ahlâkına riayet etmeli¸ meslekî sorumluluğu almış olmalıdır. Birinin hakkında ileri geri konuşup yüzüne karşı gülüp övgüler yağdırırken acaba çocuğumuzun nezdinde ne kadar saygın ana babalar olabiliriz ve onlardan dürüst olmalarını ne kadar isteyebiliriz? Bizler güzel ahlâkı¸ peygamberî hayatı vazgeçilmez kabul ediyorsak¸ bütünüyle insan olmayı da ibadet kabul etmeliyiz.
Tüm evlenecek gençler ve ana babalar şunu unutmamalı; Allahu Tealâ (c.c) insanları ergenliğe kadar mesul tutmamakta¸ yaptıklarından dolayı cezalandırmamaktadır. Yani ergenliğe kadar çocuklarımızın bizden alacakları hakları¸ sorgulayacakları hususlar vardır. Ana babaların hakkı çocukların ergenlik çağından sonra başlar.
İslâm'da çocuk haklarını başlıklar halinde sıralarsak:
• Her çocuğun Cenabı Hakk’ın bir lütfu olduğunun kabul edilmesi hakkı (kız erkek ayrımı yapmadan)
• Hayat (yaşama) hakkı
• Süt emme hakkı
• Güzel bir isim hakkı
• Aile içinde bakılma hakkı
• Helâl rızık hakkı
• Velayet hakkı
• Nesep hakkı
• Hitan (sünnet olma) hakkı
• Farzı ayn olan ilimleri öğrenme hakkı
• Oyun oynama hakkından söz edebiliriz. İşte bütün bu hakların elde edilmesi ve hesabının kolay verilebilmesi için şöyle bir sonuç çıkarabiliriz¸ hatta çocuğumuz şöyle bir hak daha talep edebilir.
"Benim sağlıklı¸ mutlu¸ başarılı¸ Allah (c.c) katında makbul bir insan olarak yetişmem için neden doğru bir adam veya kadınla evlenmedin?"
* Bkz. Prof. Dr İbrahim Canan İslâm'da Çocuk Hakları (Diyanet Dergisi/sayı 18)
Hilal Sebahat ÖZCAN
YazarYavuz Sultan Selim’in kısa süren saltanatından sonra Osmanlı Devleti’nin başına geçen oğlu Kanûnî Sultan Süleyman da babası ve dedeleri gibi tasavvufa meyilli bir padişahtı. Hatta o tasavvufa meyli ba...
Yazar: Kadir ÖZKÖSE
Millî şairlerimizden Orhan Şaik Gökyay’ın “Bu Vatan Kimin” adlı şiirinden iki dörtlükle yazımıza başlayalım. Bu vatan toprağın kara bağrında Sıradağlar gibi duranlarındır, Bir tarih boyunca onun ...
Yazar: Sırrı ER
Daha çok küçükken rahmetli dedem beni sık sık sevindirirdi. Yattığım odadan salona kadar geçeceğim yola aralıklarla bir bir bozuk ve kâğıt para koyardı. Sonra da seslenerek beni çağırırdı. "Tarık, ge...
Yazar: Erdal KARASU
“Sâde” yazmak, “basit” yazmak değildir. Çoğu kimse sâde kelimesini basit kelimesiyle aynı anlamda kullanır. Oysa sâde, içinde derinlik barındıran bir kavram… Fakat basit, sathîdir; yüzeysel, üstünkörü...
Yazar: Bilal KEMİKLİ