AİLE SEVGİ KAYNAĞIDIR
Aileyi sevgi okulu haline getirmek zorundayız. Ailedeki ilişkiler sevgi kokmalı. Ailede hâkim olan dil, sevgi dili olmalı. Aile, sevgi üzerine kurulması gereken sosyal bir kurumdur. Sosyal kurumlar, toplumu oluşturan yapılardır. Dolayısıyla ailedeki sevgi, huzur ve mutluluk, toplumu da etkileyecektir. Bu nedenle, evlilik sevgi, huzur ve rahmet üzerine kurulmalıdır. Sağlam bir kişiliğin temelini oluşturan sevgi, şefkat ve güven duyguları ancak ailede kazanılır. İnsan sevme potansiyeli ile doğar. Ancak sevgi, ailede kazanılır ve anlam bulur. Çocuk, sevgi ile büyümüşse, yeteri kadar sevgi almışsa, sevmeyi öğrenecektir. Allah, insanlar için ailenin önemini mealen şu şekilde ifade etmektedir: "İçinizden kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler yaratıp¸ aranızda sevgi ve rahmet var etmesi, Allah'ın varlığının ve kudretinin delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için dersler vardır." (30/Rûm 21) Peygamberimiz (s.a.v.), hareketine sevgi ile başlamış ve sevgi üzerine temellenmiş bir tebliğ ile devam etmiştir. İnsanlara sevgi ve tevazu ile yaklaşmıştır. Aynı zamanda ailesi konusunda da sevgi ön plana çıkmıştır. "Sizin en hayırlınız, ailesine en hayırlı olandır." sözü ile aileye verdiği önemi ifade etmiştir. Sevgi, konusunda örnek alacağımız kişi Peygamberimiz (s.a.v.)’dir. Aile, samimi ve içten sıcak duygularla devam ettirilir. Eşlerin sevgi, saygı ve bağlılıkları ailedeki sıcaklığı ve sevgi ortamını olumlu yönde etkiler. Ailede robotik ilişkiler olmaz. Sevgi, şefkat, sıcak, içten ilişkiler zorunludur. Anne ve baba arasındaki bu sevgi ve saygıya dayalı sıcak ilişki, doğal olarak tüm aile ortamını olumlu yönde etkileyecektir. Aile üyeleri, birbirinin huzur ve mutluluğunu bozacak davranışlardan uzak durur. Sevinçli ve üzüntülü günleri birlikte paylaşırlar. Problemlerini çözmek için ailenin bütünlüğünün bozulmaması doğrultusunda iş birliği yaparlar. Kişisel sorunlarda birbirlerine yardım ederler, güç verirler. Anne ve babaya sevgi ve saygı duymak dinimizde övülmüş, önerilmiştir. Ailede yeteri kadar sevgi alan çocuklar, diğer insanları, canlıları dahası dünyayı da sevecektir. Sevgi ile büyümüş çocuk hem kendisini sever, kendisi olmaktan memnun olur hem de kendisi dışındaki tüm canlıları ve cansız varlıkları sever. Ailenin temelinde sevgi ve saygı vardır ve bu iki duygu olmak zorundadır. Sevgi olmadan, ilişkilerin sağlıklı olması beklenemez. Eşler birinin ihtiyacı olan sevgiyi birine verirken aynı zamanda çocuklarının da ihtiyacı olan sevgiyi verirler. Yani aile üyeleri birbirinin ihtiyacı olan sevgiyi paylaşırlar. Bu da mutluğun başladığı noktadır. Aile olmayı gerektiren kurallardan belki de en önemlisi saygıdır. Eşler ve aile üyeleri birbirine saygı duymalıdır. Saygının olmadığı bir ailede doğal olarak sevgi de zedelenir. Ailede ilişkiler korkuya, ezmeye, sömürmeye dayalı değildir. Fiziksel ya da duygusal şiddet kullanılmaz. Böyle bir aile ortamında aile üyeleri kendilerini değerli, onurlu ve anlamlı bulur, birbirlerinin özel yaşamlarına saygı gösterirler. Birbirleriyle ilgilidirler, her biri diğerinin sorunlarını, beklenti ve isteklerini fark eder; onu değerli bulup, önemsediğini göstermeye çalışırlar. Aile güven üzerine kurulmalıdır. Güven yoksa sevgi de yoktur. Sevgi ve güvenin olduğu aile ortamı mutluluk kaynağı olur. Çocuklar, aile içinde kendisini güvende hissetmelidir. Aile, çocuk için güven ortamıdır. Aile içinde kurallar net olmalıdır. Gizli, belirsiz, net olmayan kurallar ailede biz olma bilincini zedeler. Aile içinde lider olan kişi, aile üyeleri ile konuşmadan kendisine göre kararlar alıp bunları kural haline getirmemelidir. Evet, aile toplumun yapı taşıdır. Aile aslında toplumun son kalesidir. Bu kale düşerse toplum da buhrana düşer. Onu kaybedersek bütün insani özellik ve güzelliklerimizi de kaybederiz. Aileyi sevgi okulu haline getirmek zorundayız. Ailedeki ilişkiler sevgi kokmalıdır. Ailede hâkim olan dil sevgi dili olmalıdır…
Eşref BOLUKÇU
YazarSaygı, insan kişiliğinin bir özelliğidir. Bu özellik, hem bireysel hem de sosyaldir. Bu yazımda, kişiler arası ilişkilerde saygı konusu üzerinde duracağım. Peki, bu özellik öğretilir mi; öğrenilir mi?...
Yazar: Eşref BOLUKÇU
Baba: Oğlum yeter artık facebook dışında da bir dünya var. Çocuk: Valla mı baba, link yollasana! Günlük hayatta birçok işlerini telefonla halleden çocuklar, doğal olarak akıllı telefonlara bağ...
Yazar: M. Emin KARABACAK
Bir önceki yazımda, din gelişiminin bebeklikten itibaren başladığını ifade etmiştim.Anne ve babalar ile eğitimciler, çocuğun din gelişimini yaşa uygun olarak bilmek zorundadır. Bunun yanında, verilece...
Yazar: Eşref BOLUKÇU
Dergimizin bir önceki sayısında yayınlanan yazımda küreselleşmenin aile üzerindeki etkileri ve ailenin değişiminden bahsetmiştim. Bazı okuyucularım bana dönüş sağlayarak çok karamsar bir tablo çizdiği...
Yazar: Eşref BOLUKÇU