ŞEYH HÂMİD-İ VELİ MİNBERİNDEN HUTBELER

Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi (k.s)
Altmışsekizinci Hutbe
Muhterem Cemâat-i Müslimîn!
Müslüman Kardeşler! Madem ki Cenâb-ı Hak mü'minleri birbirinin kardeşidir buyuruyor; öyle ise birbirimize dâimâ kardeş muâmelesi yapmak lâzımdır. İki sevgili kardeş birbirine nasıl iyi muâmele ederse¸ biz de birbirimize iyi muâmele edeceğiz.
Müslümanlar ! Bizde bugün bu anlayış tam aksine devâm ediyor. İnsaf et Müslüman kardeş ! Kendi varlığını kendin söndürmeye çalışma. Her Müslümanın malı¸ kanı¸ ırzı ve nâmûsu diğer Müslümanlara harâmdır. Müslüman¸ Müslümanın kardeşidir. Müslüman¸ kardeşinin meşrû' haklarına hürmete riâyete mecbûrdur. Allâh (c.c)'ın Peygambere emri budur¸ yüce dinimizin gösterdiği yol da budur. Artık elini göğsünün üstüne koy¸ iyi düşün¸ hareketini dinî emirlere uygun olarak yapmaya çalış. Herhangi bir canlının sebebsiz incinmesine rızâ gösterme. Vatandaşlık ve komşuluk hukûkuna riâyet et¸ bütün insanlara ve yaratılmışlara karşı¸ Allâh için hürmet et ve yaratılmışı yaratandan ötürü hoş gör¸ lisânını gıybetten¸ gönlünü sû-i zandan muhâfaza et. Kimsenin aleyhine söz söyleme¸ dâimâ yapıcı bir zihniyete sâhib ol¸ yıkıcı ve kırıcı sözlerden sakın. Memleketin ve milletin hayrına ve menfaatine olan husûslarda¸ aklını ve irâdeni kullan¸ kötülüklerden vazgeç. Ne kimseyi incit¸ ne de kimseden incin. Kötülüklerin dâimâ iyilikle¸ güzellikle hall ü faslına çalış. İnsanların diyânet ve fazîlet dâiresinde yaşamaları için¸ elinden geleni yap. Kimseyi hor görme¸ kimseye kin besleme ve buğz edip ihânette bulunma.
Âile efrâdıyla takayyüd¸ her Müslümanın dinî ve içtimâî borcudur. Onların iyi yetişmesinde¸ beşeriyyetin hayırlı bir uzvu olabilmelerinde¸ yegâne âmil vereceğimiz terbiyeye bağlıdır. Cem'iyyetin unsuru olarak yetiştirdiğimiz zaman¸ mes'ûliyyet yine bize racîdir.
Bir hadîs-i nebevîyede; “İnsanların hayırlısı¸ insanlara hayırlı olanıdır. Bi'l-akis insanların şerlisi insanlara zararlı olanıdır.” buyurulmuştur.
Varlığımızın bekâsını temsîl edecek olan eserlerimiz ve nesillerimizdir. Evlâdlarımızı muzır bir mikrop olarak hazırlarsak¸ içinde bulunduğumuz topluma¸ ihânet etmiş oluruz. Faydalı bir insan olarak yetiştirirsek¸ bir arada yaşadığımız cem'iyyetin yücelmesine¸ huzûruna büyük katkıda bulunduğumuz gibi¸ dünyevî ve uhrevî saâdeti de elde etmiş oluruz.
Azîz Müslümanlar!
“Müslümanız Allâh (c.c)'tan korkarız.” diyoruz. Bu ne biçim Allâh'tan korkma? Bu ne biçim Müslümanlık? Sözümüz özümüze¸ işimiz içimize uymadıkça¸ muâmelemiz dosdoğru kitabullaha ve sünneti Resûlullah'a mütâbeat olmadıkça kavl-i mücerredden kalan sözümüze i'tibâr yoktur. Kuru söz¸ iki âlemde de bizi mahcûb etmekten başka bir şeye yaramaz.
Azîz Kardeşlerim!
İçine düştüğümüz tehlikeyi ve ne halde olduğumuzu hepimiz biliyoruz. Allâh korusun biribirimizi yiyecek hâle geldik. Peygamberimiz; “Nâ-hak yere bir damla kan dökülürse arşullah titrer.” buyuruyor. Birbirimizin hânumânını¸ ocağını söndürmeye çalışıyoruz. Buna ne Allâh¸ ne de vicdân râzı olur. Artık uyanalım¸ necîb milletimizin¸ azîz milletimizin ve cennet vatanımızın¸ rahat ve huzûr içinde yaşamasına birlik ve beraberlikle çalışalım. Hiç bir kötü hareketimizle¸ onları rencide edecek halde bulunmayalım. Artık kötülüklere son verelim¸ mel'un ve muhteris münâfıkların kötü niyetli bölücü sözüne ve tahrikine kulak asmayalım. Muhakkak bilelim ki¸ bu gibi insanların istediği bu tesanüd-i İslâmiyyeti bozmak¸ aramıza nifâk sokmak¸ süflî emellerine nâil olmak için birbirimize düşürerek¸ kardeşlik bağlarımızı kopararak elinden geleni yapmaya çalıştığı menfur ârzûlarıdır. Velhâsıl gâyemiz dâimâ memleketin zararına değil¸ yararına olmalıdır.
Allâh (c.c) cümlemize hayırlar saâdetler buyursun.