İSTANBUL KIZILELMASI

Sahâbe ya da sahâbî, “sohbet arkadaşı” demek
O’nu görmek, dinlemek şart, tebliğine iman etmek
Vedâ Haccı’nda Arafat, münâdîlerle inledi
Yüz yirmi dört bin sahâbî, can kulağıyla dinledi
Kadın, erkek, çocuk, yaşlı, hepsi Peygamber halkası
Altın Çağ ve sonrasında Müslümanlık hârikası
Allah’ın seçtiği dîni, yeryüzüne yaymak için
Asya, Afrika, Avrupa; İran, Tûran, Hind, Çin, Maçin
Mukaddes gâye uğrunda, ömür boyu cihad etti
Ne sıcak, ne soğuk dedi: Yemen’e, Fizan’a gitti
Şanlı Peygamberimiz’in muştusu kutlu mu kutlu:
“Konstantin fethedilecek, Fâtihlerine ne mutlu!”
İstanbul’u yön gösterdi, ümmetine Son Peygamber:
“Fetheden ne güzel emîr, ordusu ne güzel asker”
Ebâ Eyyûbe’l-Ensarî, kuşatmada düştü şehîd
Peygamber’in sütkardeşi, Ebû Şeybe adlı yiğit
Bizans’ı fethetmek için, binlerce sahâbî geldi
Kimi gâzî, kimi şehîd, Arş-ı Âlâ’ya yükseldi
Dersaadet’te denilir, otuz kadar ashâb-ı kiram
Doğrusunu Allah bilir, kimi mezar, kimi makam
Bin dört yüz elli üç yılı, yirmi dokuz Mayıs günü
Hicrî târihle Kur’ân’ın “Beldetü’n Tayyibetün”ü
Büyük Fetih, ceddimize, Mehmet Hân’a nasîp oldu
Doğu Roma, Ayasofya, İslâm’ın nûruyla doldu
Sekiz yüz elli yedide gerçekleşti Feth-i Mübîn
“Müfettihü’l-Ebvâb”, bize, daha nice fetih versin
“Sahâbelerimin hepsi, gökteki yıldızlar gibi
Tâkip edenler kurtulur”, böyle buyurdu Son Nebî
Mahrum etmesin kimseyi, şefaatlerinden Rabbim
Tüm müminler bu duâya, yürekten âmin diyelim…