SOMUNCU BABA'NIN BAYRAMI PÎR HACI BAYRAM-I VELÎ

“Hacı Bayram-ı Velî¸ Şeyh Hamîd-i Velî Hazretleri'nin uzun yıllar hizmetinde bulundu. Bu süre içinde pîri Şeyh Hamîd-i Velî taşıdığı emanet-i kübrayı ve sırr-ı velayeti ona teslim etti. Yani ölümünden sonra yerine geçecek kişi¸ Hacı Bayram-ı Velî olarak belli oldu.”
Anadolu'da kurulan ilk tarikat olan Bayramiyye'nin pîri Hacı Bayram-ı Velî¸ kuvvetli bir ihtimale göre1350 senesinde Ankara'da Çubuk suyu nehrinin kenarındaki Zülfazl'da doğmuş. Asıl adı Numan'dır. Aklî ve şer'î ilimleri tahsil etmiş¸ Ankara'da müderrislik yapmıştır. 1392 yılından sonra Kayseri'de bulunan Şeyh Hamîd-i Velî'ye intisab eden Numan'a¸ bu intisabının Kurban Bayramı'na denk gelmesi dolayısıyla mürşidi Bayram adını vermiş¸ adı ondan sonra “Bayram” kalmış; şiirlerinde de bu ismi mahlâs olarak kullanmıştır. Somuncu Baba'ya intisap ettikten sonra tasavvuf yolunda kemâle ermiş¸ sohbetlerinin bereketi sayesinde de birçok kimse yüce mertebelere ulaşmıştır. Bursa'dan ayrılan Şeyh Hamîd-i Velî¸ Aksaray'a yerleştiğinde müridi Hacı Bayram'ı Aksaray'a çağırtır. Hacı Bayram-ı Velî¸ Aksaray'a gider ve orada şeyhinin hizmetinde kalır. Dört-beş yıl Aksaray'da halkın irşadı için ikâmet eden Somuncu Baba (Şeyh Hamîd-i Velî) hac mevsiminde Hacı Bayram'ı da yanına alarak önce Şam'a varırlar. Bir süre burada kalarak devrin ulularıyla tanışıp sohbet ettikten sonra Mekke'ye giderler. Dönüşte Hacı Bayram-ı Velî'yi Ankara'ya gönderir kendisi de Darende'ye yerleşir ve orada vefat eder. Hacı Bayram-ı Velî¸ Şeyh Hamîd-i Velî Hazretleri'nin uzun yıllar hizmetinde bulundu. Bu süre içinde pîri Şeyh Hamîd-i Velî taşıdığı emanet-i kübrayı ve sırr-ı velayeti ona teslim etti. Yani ölümünden sonra yerine geçecek kişi¸ Hacı Bayram-ı Velî olarak belli oldu. Hacı Bayram-ı Velî döneminde¸ Anadolu'da siyâsi karışıklıklar hat safhadadır. Böyle bir ortamda¸ Hacı Bayram-ı Velî'nin müderrisliği bırakıp halkı ahlâkî yönden diriltmeye çalışması onun yüce gönüllü bir insan olduğuna işarettir. Hacı Bayram-ı Velî¸ sağlığında tarîkatını yaymak üzere çeşitli bölgelere halifeler yollamıştır. Onun yetiştirdiği kimseler¸ hem tasavvuf eğitiminin hem de tekke ve halk edebiyatının önde gelenlerindendir. Yazıcızâde Mehmet ve Ahmet Bican¸ Eşrefoğlu Rûmî¸ Bursalı Ömer Dede ve Akşemseddin bunlardandır. II. Murad¸ Hacı Bayram-ı Velî'nin yaptığı hizmetlere nazaran Bayramiyye mensuplarından vergi alınmamasını emretmiştir. Hacı Bayram'ın Ankara'ya dönüşünden ölümüne kadar geçen yaklaşık 10 yıllık sürede Bayramiyye Tarikatı gelişmiş¸ devlet de faydalı gördüğü bu tarikatı çeşitli vesilelerle desteklemiştir. Hacı Bayram-ı Velî'nin Müridleri Bayrâmîlerin vergiden muaf tutulmaları ile Ankara ve çevresinde vergi toplanamaz hâle geldiğinin II. Murad'a haber verilmesi¸ padişahın da Hacı Bayram-ı Velî'den kaç müridi olduğunu kendisine bildirmesini istemesiyle ilgili meşhur bir menkıbe anlatılır. Menkıbe şöyledir: Hacı Bayram-ı Velî¸ sahte ve gerçek müridleri ayırt etmek için dellalara “Bize biat eyleyen fukaraya ziyafetimiz vardır.” diye ilanlar yaptırır. Kendisi Kanlıgöl mevkiinde yüksek bir yerde çadır kurdurur. Bağlı dervişler gelir¸ çadırın etrafında toplanırlar. Hacı Bayram-ı Velî¸ elinde büyük bir bıçakla çadırın önüne çıkıp “Dervişler! Bana iradet getürenleri¸ bugün¸ fi-sebilillah kurban eylesem gerekdir.” der. Dervişleri şaşırır. Hacı Bayram-ı Velî'nin bu davetini biri kadın diğeri erkek iki mürid kabul eder. Bu iki derviş çadıra girdikten sonra¸ Hacı Bayram-ı Velî¸ daha önceden hazırladığı bir koçu kurban eder. Kesilen hayvanın kanı çadırdan dışarı akınca¸ dışarıda bulunan müridler korkudan hemen orayı terk eder. Çadırın etrafında kimse kalmaz. İşte bu olaydan sonra Hacı Bayram-ı Velî¸ Sultan II. Murad'a mektup yazarak “Hâlâ bir buçuk dervişim vardır¸ gayri yoktur.” diye durumu arz eder. Hacı Bayram¸ müridlerinin eğitimiyle meşgul olduğu gibi mübarek günlerde çarşı pazar esnafından yardım toplayıp fakirlere bağışlardı. O¸ tekkesindeki dervişlerin ve kendi aile fertlerinin geçimi için tarımla da uğraşıyor¸ bağ bahçe yetiştiriyor¸ hasad zamanında orak ve harman işlerini müridleriyle birlikte yapıyordu. Orhan Gazi¸ I. Murad¸ Yıldırım Beyazid¸ Çelebi Mehmet ve II. Murad devirlerini idrak ederek beş Osmanlı padişahı dönemini görmüş ve kurduğu Bayrâmîlik Tarîkatı'yla Anadolu'nun manevî yapısının şekillenmesine büyük katkılarda bulunmuştur. Hacı Bayram-ı Velî¸ 1430 yılında Ankara'da vefât etti. Vefâtından birkaç yıl önce yaptırılan ve kendi adıyla anılan caminin yanına defnedildi. Kabrinin üzerine daha sonra inşâ edilen türbe¸ Ankara'nın en önemli ziyaret yerlerinden biridir. Hacı Bayram'ın bugün elimizde Yunus tarzında yazılmış dört şiiriyle¸ ona ait olma ihtimâli çok zayıf bir risale ve mektubu bulunmaktadır. Hacı Bayram'ın Meşhur Üç Şiiri N'oldu bu gönlüm n'oldu bu gönlüm Derd ü gam ile doldu bu gönlüm Yandı bu gönlüm yandı bu gönlüm Yanmada derman buldu bu gönlüm Yan ey gönül yan yan ey gönül yan Yanmadan oldu derdine derman Pervane gibi pervane gibi Şem'ine aşkın yandı bu gönlüm Gerçi ki kandı gerçeğe yandı Rengine aşkın cümle boyandı Kendide buldu kendide buldu Matlabını hoş buldu bu gönlüm Sevad-ı a'zam sevad-ı a'zam Belki olupdur arş-ı muazzam Matlab-ı canan matlab-ı canan Olsa acep mi şimdi bu gönlüm Seyr-i billâhtır seyr-i billâhtır Limaallahtır fena fillahtır Âyinesinde âyinesinde Gird-i sivayı buldu bu gönlüm El fakru fahri el fakru fahri Demedi mi ol âlemler fahri Fahrini zikrin fahrini zikrin Mahv u fenada buldu bu gönlüm Bayram'ım imdi Bayram'ım imdi Bayram edersin yar ile şimdi Hamd ü senalar hamd ü senalar Yâr ile bayram kıldı bu gönlüm
Çalabım bir şar yaratmış İki cihan aresinde Bakıcak dîdâr görünür Ol şarın kenaresinde Nâgehan ol şara vardum Ol şarı yapılur gördüm Ben dahi bile yapıldum Taş u toprak aresinde Ol şardan oklar atılur Gelür ciğere batılur Arifler sözü satılur Ol şarın bazaresinde Şagirdleri taş yonarlar Yonup üstâda sunarlar Çalabun ismin anarlar Ol taşun her pâresinde Bu sözü ârifler anlar Cahiller bilmeyüp tanlar Hacı Bayram kendi banlar Ol şarın menâresinde
Bilmek istersen seni Cân içre ara cânı Geç cânından bul ânı Sen seni bil sen seni Kim bildi ef'âlini Ol bildi sıfâtını Anda gördü zâtını Sen seni bil sen seni Görünen sıfâtındır O'nu gören zâtındır Gayri ne hâcetindir Sen seni bil sen seni Kim ki hayrete vardı Nûramüstagrak oldu Tevhîd-i zâtı buldu Sen seni bil sen seni Bayram özünü bildi Bileni anda buldu Bulan ol kendi oldu Sen seni bil sen seni Kaynakça Azamat¸ Nihat¸ “Hacı Bayram-ı Vel Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (DİA)¸ İstanbul 1996¸ c.XIV¸ s.442. Arzu Polatoğlu; İsmail Hakkı Bursevî'nin “Şerh-i Ebyât-ı Hacı Bayram-ı Velî” adlı Eseri¸ (Metin ve İnceleme)Basılmamış Yüksek Lisans Tezi¸ İzmir 2008.