“ANADOLU TASAVVUF ÖNDERLERİ”

“Anadolu'nun Türkleşmesinde ve İslâmlaşmasında
mutasavvıfların rolü çok büyüktür; çünkü onlar yeni
bir din dairesine giren Türklere İslâm'ı gönül yoluyla
tanıtma ve Anadolu'daki ekalliyete de bu şerefli milletin
bir parçası olmaktan gurur duymalarına vesile olma
vazifesini layıkıyla yerine getirmişlerdir.”
Türk milletine tarih boyunca hiçbir şey zorla yaptırılamamıştır. Türk milleti en zor ve en güç şartlara maruz kalsa bile inandığı davasından taviz vermemiş; hedeflerinden geri dönmemiştir. İslâmiyeti tanımadan önce de tanıdıktan sonra da bu karakteri değişmemiştir. Hiçbir dini ve görüşü olmadığı gibi¸ İslâmiyeti de zorla kabul etmemiştir. Özellikle 10. asırdan itibaren İslâmiyeti tanıdıktan sonra¸ onun meftunu olmuş¸ uğruna malını¸ kanını¸ canını seve seve feda etmiş; asırlarca bayraktarlığını yapmıştır. İslâmiyetin en samimi ordusu da Türk ordusu olmuştur.
Anadolu'nun Türkleşmesinde ve İslâmlaşmasında mutasavvıfların rolü çok büyüktür; çünkü onlar yeni bir din dairesine giren Türklere İslâm'ı gönül yoluyla tanıtma ve Anadolu'daki ekalliyete de bu şerefli milletin bir parçası olmaktan gurur duymalarına vesile olma vazifesini layıkıyla yerine getirmişlerdir.
Anadolu'daki tasavvuf önderlerini ve onların etkilerini Kadir Özköse¸ “Anadolu Tasavvuf Önderleri” isimli kitabında ele alıyor.
Kitap¸ giriş kısmından sonra 10 bölüme ayrılmış. Sonuç bölümünden sonra ise tasavvuf ve tasavvuf önderleri ile ilgili zengin bir bibliyografya verilmiştir.
Anadolu Tasavvuf Önderleri'nde 12 mutasavvıftan bahsediliyor. Anadolu'da ilk mutasavvıf olarak bilinen Ahmed Yesevî' bu on iki kişiden ilkidir. Hikmetleri ile tanınan ve hacimli bir divan da oluşturan Ahmet Yesevî'nin Türklerin İslâmlaşmasında¸ millî birlik ruhunun oluşmasında¸ dil ve kültürümüzün devamında öncü rol oynadığına dikkat çekiliyor.
Eserde¸ aslında halk arasında ve bilim dünyasında ahilik teşkilatı ile anılan ve Anadolu'da üretimin yaygınlaşmasında¸ çalışma hayatımızın şekillenmesinde¸ göçebelerin yerleşik hayata geçmesinde rol oynayan Ahî Evran-ı Veli'nin tasavvuf bağlamında ele alınması dikkat çekiyor. Ahî Evran'ın sahip olduğu manevî donanımı¸ geniş kitleleri organize eden liderlik dehası¸ farklı zümreleri ortak ülküde buluşturma çabası¸ kadın erkek¸ zengin fakir¸ yerli yabancı¸ şehirli köylü¸ âlim câhil
herkesi kapsayan hizmet alanı ile Anadolu'nun Moğol istilasına karşı savunmasında¸ millî bütünlüğün sağlanmasında önemli adımlar atmış bir şahsiyet olduğuna dikkat çekiliyor.
Yazar¸ ahilikle tasavvuf kaideleri arasında şöyle bir ilgi kuruyor: “
özelde Ahilik¸ genelde Tasavvuf¸ insanın midesinden önce ruhuna¸ zekâsından önce iradesine hitap etmiştir¸ kin ve ihtirasını frenlemiş¸ bu güçleri hizmet ve yardımlaşmada kullanan bir anlayışı¸ iktisadın¸ hayatın esası olarak görmüştür.” (s. 130)
Kitapta ele alınan tasavvuf önderlerinden biri de Hacı Bektâş-ı Veli'dir. Hacı Bektaş'ın ismini duyunca hep¸ Bektaş kelimesinin ne anlama geldiğini düşünürdüm. Belki birçok okuyucu da bunu merak eder. Hacı Bektâş-ı Veli faslından¸ yazarın¸ Esad Coşan'ın Hacı Bektaş-ı Velî (Makâlât-İncelemeler) isimli eserinden naklettiği bu açıklamayı paylaşalım: “Bektaş kelimesi¸ Bektaş¸ Bekdaş¸ Bekdeş¸ Petteş şekillerinde de tespit edilmiştir. Bu¸ Selçuklu tarihinde daha önce de görülen bir isimdir. Bektaş kelimesi; eş¸ benzer¸ muadil¸ denk¸ misil anlamına gelir ve Bektaş¸ bekteşlik¸ beğdeş şekilleri ile Anadolu Türkçesi edebî mahsullerinde sık sık kullanılır.” (s. 131
Mevlânâ Celaleddin-i Rûmî¸ ele alınan diğer bir tasavvuf önderi. Burada da Mevlânâ'nın Seyyid Burhaneddin¸ Şems-i Tebrizî ve etrafındaki diğer önemli şahıslarla olan ilişkilerine dikkat çekiliyor; eserleri hakkında bilgi veriliyor. Manevî Aşka Koyulmak başlığı ile Mevlânâ'nın Türkçeye çevrilen şu şiirine de yer veriliyor:
Aşk sayesinde dikenler gül olur.
Aşk sayesinde sirke¸ tatlı şarap olur
Aşk sayesinde kazık¸ (hükümdar) tahtı olur.
Aşk sayesinde talihsizlik¸ talihe dönüşür.
Aşk sayesinde hapishane¸ bahçeli (bir) köşke dönüşür.
Aşk sayesinde küllerle dolu ocak¸ gül bahçesi olur.
Aşk sayesinde yakan ateş¸ güzel bir ışık olur.
Aşk sayesinde şeytan¸ huri olur.
Aşk sayesinde sert bir taş¸ tereyağı gibi yumuşar.
Aşk sayesinde keder¸ neşeye dönüşür.
Aşk sayesinde gulyabani¸ melek olur.
Aşk sayesinde arı iğnesi¸ bal olur.
Aşk sayesinde aslanlar¸ fare gibi zararsız olur¸
Aşk sayesinde hastalık¸ sağlık olur.
Aşk sayesinde öfke¸ merhamete dönüşür
Beşinci bölümde Yunus Emre¸ anlatılıyor. Kitapta Yunus Emre'nin Türk edebiyatına¸ özellikle tekke şiiri üzerine etkisi üzerinde duruluyor.
Eserde incelenen diğer bir mutasavvıf ise Somuncu Baba'nın talebelerinden ve Bayramîliğin pîri sayılan Hacı Bayram-ı Velî'dir.
Kitabın diğer bölümlerinde Eşrefoğlu Rûmî¸ Ahmed Sarbân¸ Şemseddin-i Sivâsî¸ Abdülmecid-i Sivâsî¸ Abdülehad-i Nûrî-i Sivâsî ve Niyâzi-i Mısrî gibi mutasavvıflarla onların etrafında gelişen edebî¸ siyasi hâdiseler üzerinde duruluyor.
“Anadolu Tasavvuf Önderleri'nin sonuç bölümünde tekke edebiyatının teşekkül ve gelişim seyri değerlendiriliyor.
(Anadolu Tasavvuf Önderleri¸ Kadir Özköse; 501s. Ensar Yayınları¸ Konya / 2008)
KİTAPLIK
Kerbela
Prof.Dr. Hüseyin ALGÜL
Ensar Yayınları
Tel: 0 212 491 19 03
Buruciye Şiir Antolojisi 2008
Halis DEMİR
Buruciye Yayınları
Tel: 0 346 221 01 10
Dünyayı Aldatanlar
Doç. Dr. Sefa SAYGILI
Elit Yayınları
Tel: 0 212 511 61 62
İletişime Giriş
Mete ÇAMLIDERE
Dem Yayınları
Tel: 0212 491 19 03
Dar Kapıdan Geçmek
Senai DEMİRCİ
Timaş Yayınları
Tel: 0212 511 24 24