HAYATIN GAYESİ

"Darende'de gündelik hayat ve tasavvuf her zaman iç içe olmuş ve birbirini etkilemiştir. Tasavvuf hiçbir zaman¸ onu yaşayanları pasif ve tembel bir hayata itmemiş; aksine Somuncu Baba'dan etkilenen bu insanlar¸ onun dediği gibi elinin emeği ile geçinen¸ başkalarının ellerindekinden ümidini kesen kişiler olmuşlardır. Kendini Allah'a adamış olmak¸ gündelik hayattan¸ herkes gibi çalışıp kazanmaktan¸ ailelerinin geçimini sağlayan bireyler olmaktan alıkoymaz. Zaten¸ her şeyden elini eteğini çekip¸ yalnız ahiret için çalışmak¸ İ
Hayatın gayesi¸ sevgiyle-saygıyla yaşamanın çaresini bulmaktır. Eskilerin “Edep Yâhû!” veya "Edep yâhû¸ edep! Edepten ayrılmayınız…" gibi atasözleri bizdeki üstün düşüncenin süzüp getirdiği güzel sözlerdir.
İnancımızın bize öğrettiği en yüce değer; saf iman ve akideye¸ yüce ve cihanşümul bir çağrıya sahip insan olarak; Allah'ı samimi bir inançla birleyen ve Rasulullah (s.a.v.)'a mutlak olarak uyan bir kardeşler olmamızdır. Bu¸ üzerine asâletlerin ve medeniyetlerin bina edildiği yüce esastır. Daha da ötesi; onunla beklentiler ve zaferler gerçekleşir. Müslümanların özen gösterdiği en hayırlı konu iman inancı¸ Hz. Muhammed (s.a.v)'in sünneti ve hayat tarzıdır.
Vakfımızın kurucusu¸ Es-Seyyid Osman Hulûsi Ateş Efendi (k.s.)¸
Garazsız hem ivazsız¸ hizmet et her cânlıya
Kimsesizin düşkünün ayağı ol eli ol
demek suretiyle tüm hayatını ilâhî bir aşkla Allah'a¸ O'nun en büyük eseri olan insana ve insanlığa adamış¸ halka hizmeti Hakk'a hizmet olarak görmüş¸ her yönüyle insanlığa örnek olmuş¸ ömrü boyunca alışverişini yalnızca Hakk'la yapmış¸ O'ndan bir an bile gâfil ve habersiz olmamanın hesabı içinde yaşamış bir gönül sultanıdır.
O¸ bir gönül sultanı olarak Sevgili Peygamberimiz (s.a.v)'in izini takip ederek¸ insanların gönüllerine hitabeder; en olumsuz söz ve davranışlar karşısında dilleri yerine gönülleri ve nazarları ile tepki gösterir; doğrusunun yapılması için dua ederlerdi.
Osman Hulûsi Efendi'nin okumaya¸ öğrenmeye ve kitaplara verdiği değeri tarif etmek mümkün değildir. Şahsî gayretleriyle kurmuş olduğu "H. Hulûsi Ateş Şeyhzadeoğlu Özel Kitaplığı" çok yönlü bir kültür hazinesidir. Bu hazineyi koruduğu gibi Şeyh Hamid-i Veli Camii'ndeki kitaplığın korunmasına da ayrı bir önem vermiştir. İşte yukarıda bahsettiğimiz bir hayat tarzını seçen Osman Hulûsi Efendi¸ hakkında bir sempozyumda şu yorumların yapılmasına vesile olmuştur:
"Darende'de gündelik hayat ve tasavvuf her zaman iç içe olmuş ve birbirini etkilemiştir. Tasavvuf hiçbir zaman¸ onu yaşayanları pasif ve tembel bir hayata itmemiş; aksine Somuncu Baba'dan etkilenen bu insanlar¸ onun dediği gibi elinin emeği ile geçinen¸ başkalarının ellerindekinden ümidini kesen kişiler olmuşlardır. Kendini Allah'a adamış olmak¸ gündelik hayattan¸ herkes gibi çalışıp kazanmaktan¸ ailelerinin geçimini sağlayan bireyler olmaktan alıkoymaz. Zaten¸ her şeyden elini eteğini çekip¸ yalnız ahiret için çalışmak¸ İslâm'ın özüne ters olan bir hayat tarzıdır. Hem dünya hem de ahiret için çalışmak esastır. Osman Hulûsi Efendi de bu konuda örnek bir şahsiyettir.
Hulûsi Efendi'nin yapmış olduğu hizmetler¸ bir can sıkıntısının¸ boş zamanı değerlendirme arzusunun neticesinde değil; bizzat gündelik hayatın ihtiyacından doğmuştur. Bu anlamda¸ birçok insanın iyi bildiği gibi bu hizmetleri gerçekleştirmeye bir ömür adamıştır."
Hayatının her anında insanlığa hizmet aşkıyla dolu olan Osman Hulûsi Efendi (k.s.)'yi saygı ve hürmetle anıyor¸ onun mesajlarını anlayıp¸ hayata uygulamaya çalışıyoruz
18-19 Haziran 2010 tarihlerinde yapacağımız 9. Somuncu Baba ve Hulûsi Efendi Kültür Etkinliklerine bütün okuyucularımızı ve gönül dostlarımız davet ediyoruz