YORGANSIZ İSTANBUL

Resimlerde belirdi kar.
Yağdı durdu çiçeklere.
Attı kendisini binadan atlar gibi
Bıraktı gökyüzünü ve attı.
Kara toprağa can kattı.
Yağan her tanesinde ömrü ihtiva eder gibi
Yağdı
Gökyüzünden,
Akyüzlere.
Akyüzleri gülümsetti.
Birazcık da kızarttı.
Mesafeyi ve soğukluğu öğretti insanlara
Tüm sıcaklığıyla,
Adadı kendisini
Gök kubbeden inerken
Can katabilmek umuduyla
Yeşermek isteyen tomurcuklara
Sevindirebilmek umuduyla
Eve kapanan çocukları…
Yağdı durdu durmaksızın…
Gülümsetebilmek arzusuyla insanları.
Bıraktı her şeyi
Evini, ailesini,
Bulutları,
Gökyüzünü,
Kendi gökyüzünü,
Bıraktı ve ayak bastı.
Üstüne ayak basılacağını bilmeden
Muhacirlik yaptı…
Fakat habersizdi.
Yağarken getirdiği acılardan,
Kırılan yaşlı kollar, bacaklardan.
Kar yağdı durdu…
Evet, durdu.
Senelerce yağmadı,
İstanbul’da çocuklar gülmedi,
Eldiven takmadı,
Kartopu oynamadı,
Kar yemedi.
Uzunca bir süre…