Çalışmak ve Emek
Ter süzülüyordu alnından
Islak ıslaktı yüzü...
Kaptırmıştı kendini, akan su
Yüzün kıvrımlı yollarına...
Dudaklardı son durak,
Bazı damlalar çenenin altına kaçışsa da,
Hoştu; yüzün kenarlarını mesken tutmak...
“Tuzlu!” dedi adam,
Elinin tersiyle sildi dudaklarını.
Yaşamın tadıydı
Karşısındaki gözler, mütebessim yüzler.
Tuzuydu işte; alın teri
Helal lokma...
Ekmeğin hikâyesiyle bütünleşir ömür. Helal kazanç ile ziyadeleşir. Alın teri kaydı işlenir gönül defterlerimize. Bu çok şeydir. Evin huzuru olur, mutluluğu olur, salih amel olur. Kişilerde manevî zindelik hâsıl olur. Kazanmak eylemi; zihinlerimize yüklediğimiz anlamla emek olur, üretim olur.
Yaşayabilmek için meşru yoldan çalışmalıdır insan. Bu kutsaldır, ibadet sayılır. Geçimliği kolay kılar. Hırsa, harama, nefsi emmareye kapıları kapatır.
Hayatın tadı ki; asude mühürler vurup gitmek istediğimiz dünya hayatımızın, beden ve ruh emeğiyle ince ince dokunmakla mümkün olmasıdır.
Emek; bir yaşantı biçimidir. İçinde alın teri vardır, vicdan rahatlığı vardır. Emek verdiklerin seni yarı yolda bıraksa bile emeğin mis kokulu huzuru vardır.
Tok olup gözü aç olmak, çok kazanıp doymamak insan bedeninden çok ruhuna hastalıksa, emek vermeden kazanma arzusu da bu minvaldedir.
Beyin ve kalp; insanda mana makamlarıdır. Aklı kullanmak çalışkanlığa etkendir. Çalışma ahlakına dikkat edenler, haksızlık etmekten korkanlar da bir kalbi olduğunu unutmayanlardır. Burada kazançla beraber; empati, şefkat, merhamet, adalet, kul hakkından korkma devreye girer.
Biri beşe satmaz, çürüğü vermez. Adi mal kullanmaz, zararlı ürün ortaya koymaz. Şeffaftır, nettir. Kendisi için istemediğini başkası için de istemez. Hediyesi olur, indirimi olur, imkânı olmayana hibesi olur. Bu bakış açısıyla çalışmaya devam eden insanlarla şehirler imar olur.
Toplum olarak da evlatlarımızın hayır işlerinde ilkin helal süt emmiş olmayı önceleriz. Burada esas; ana babanın kazancının sorgulanmasıdır.
Beslenme bütün canlıların hayatlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan bir iştir. Çocuk, anne karnından itibaren beslenmeye ihtiyaç duymaktadır. Ancak ağız ile beslenme doğumdan sonra başlamaktadır. İlk besin çoğunlukla anne sütüdür. Çocuk ilk beslenmesinden itibaren yemek yeme tecrübelerini zamanla ailede kazanmaktadır. Bu alışkanlığın kurallara uygun bir şekilde kazandırılması ise anne-baba için önemli görevlerden birisi durumundadır. Yapılan araştırmalara göre, çocuğun iyi ve helalinden beslenmesi bütün başarılarına etki eden bir faktördür.
Bir hikâye vardır helal kazancın ruha yansımasına dair: Çocuğun biri komşusunun yumurtasını çalıp eve getirince annesi; “Aferin oğlum, şimdiden eve bir şeyler getirmeye başladın.” demiş. Annesinden cesaret alan çocuk, yaşı büyüdükçe hırsızlığa devam etmiş. Derken bir gün yakalanıp neticede suçlarının karşılığı olarak idamına karar verilir.
Darağacında iken son arzusu sorulur. O da annesinin çağrılmasını ister. Annesi gelince; “Anne, şu dilini çıkar da öpeyim.” der. Annesi dilini oğlunun öpmesi için çıkarınca, oğlu annesinin dilini ısırıp koparır. Gence neden böyle bir şey yaptığı sorulduğunda; genç şöyle der: “Beni bu darağacına çıkaran, annemin dilidir. İlk yumurtayı çaldığımda bana kızıp vazgeçirse, uyarsa idi bir daha hırsızlık yapamazdım. Annem uyarıp vazgeçirmesi gerekirken tam tersini yaptı, teşvik etti; onun için annemin dilini ısırıp kopardım.”
Özetle; aile helal ve temiz kazancın zeminidir. Bu da toplumsal iyiliğin kuşatıcılığında en elzem durumdur.
Çalışmak ve emek insan bedenini ve ruhunu büyüten, olgunlaştıran, mutlu ve huzurlu eyleyen eylemlerdir. Doğru pencerelerden bakarak iş sahası oluşturmak ise, tatlı yorgunlukları berekete çevirir.
Çalışkan insan, yurdunu en çok seven insandır. Çalmadan çırpmadan, yüzünün akıyla geçimliğini sağlar. Verilen makamı, aldığı görevi liyakatli bir şekilde yapar. Emeğinin helal olan karşılığı ücretini alır.
İçinde emek olan, göz nuru olan hiçbir şey bedavaya getirilemez. Emeğe saygı ki çalışanın teri kurumadan ücreti de verilmelidir.
İnsan üretmekle yükümlü idi, ahlak kurallarını göz ardı etmeden. Tükettiğini yerine koymaktı yeni nesillere, en güzeli ile.
Zor olsa da hayat içinde sırtımıza yüklenenler, güzel olandı helal...
Alın teri yağmurunda rahmetle ıslanmak kolaylaştırırdı her işi, vesselam...
Nilüfer Z. AKTAŞ
YazarSorumluluk, kişinin yetki alanına giren işleri üstlenerek kendisinden istenen şekilde ve amaca uygun olarak yapması diye tarif edebiliriz. Çocuklar için de sorumluluk, gelişim dönemlerinin özellikleri...
Yazar: M. Emin KARABACAK
Lale derLal'e'derMevsim ondanRenk ondanBaharın sunduğu renklerin insana hissettirdiği huzur, ömre sunulan nadide zamanlardır. Sarı laleler, beyaz papatyalar, kırmızı güller gönül bahçemizde de yankı b...
Yazar: Nilüfer Z. AKTAŞ
"Hayâ imandandır." hadisiyle başlayalım söze.Edep ve hayâ, toplumsal hayatın en önemli değerlerindendir. İnsanların birbirlerine ve çevrelerine karşı saygılı, ahlaklı ve ölçülü davranmalarını sağlayan...
Yazar: Nilüfer Z. AKTAŞ
İstanbul’a özdeş insan yetiştirme şiarı olmuştur hep gönlümde, İstanbul ruhuyla…Masmavi denizinden alacağımız renkle; derya gönüllü derin, bir o kadar asil.Güneşinin doğuşu batışındaki ihtişamı gibi ı...
Yazar: Nilüfer Z. AKTAŞ