Bir Kitap: İbn-i Sina ve Minik Düşmanlar

Kitabın adı: İbn-i Sina ve Minik Düşmanlar

Yazar: Didem Demirel

Resimleyen: Sıddıka Tasa

Yayınevi: Timaş Çocuk

Yayın yeri ve yılı: İstanbul/2018

Sayfa sayısı: 48

Yaş aralığı: 8+

İşlenen konular: Okumak, meraklı olmak, çok çalışmak, araştırmak, öğrenmek…

Bugün sizlerle yine masal gibi bir yolculuğa belki de bir masal yolculuğuna çıkacağız sevgili çocuklar. Hem masal okuyacağız hem de masal tadında çok önemli bir bilim adamı olan İbn-i Sina’yı tanıyacağız. İbn-i Sina da kim, dediğinizi duyar gibiyim. O zaman gelin birlikte çıkalım yolculuğumuza ve birlikte tanıyalım İbn-i Sina’yı.

Evet, bir varmış bir yokmuş, diye başlayalım seyahatimize. Çoook ama çoook uzak diyarlarda Çiçekorman adında bir ülke ve bu ülkede yaşayan Sina adında sevimli mi sevimli bir çocuk varmış. Sina, okumayı, araştırmayı seven bir çocukmuş. İleride doktor olmak ve hastaları iyileştirmek en büyük hayaliymiş. Sina, türlü otlardan ilaçlar yapar ve ihtiyacı olan herkesin yardımına koşarmış.

Bir gün Çiçekorman’ın kralı hastalanmış. Ülkenin bütün şifacıları seferber olmuş, türlü türlü ilaç yapıp krallarına içirmişler ama nafile, bu ilaçların hiçbir faydası olmamış. Kral bir gece rüyasında Lokman Hekim Hazretleri’ni görmüş. Lokman Hekim krala köylerin birinde ilaç yapan bir çocuğun onu iyileştireceğini söylemiş. Kral uyanınca yardımcılarından hemen bu çocuğu bulup saraya getirmelerini istemiş. Kralın yardımcıları sormuşlar, soruşturmuşlar, minik Sina’yı bulup saraya getirmişler.

Minik Sina şaşkın bir şekilde kralın yanına girmiş. Kral ateşler içinde yatmaktaymış. Sina, ne yapacağını bilmez bir vaziyette odada yürürken derinlerden gelen bir ses duymuş. Bu ses kimden geliyormuş biliyor musunuz çocuklar, kralı hasta eden mikroplardan. Evet, evet yanlış duymadınız mikroplardan. Bu durum karşısında Sina hemen kolları sıvamış ve bütün gün şifalı otlardan toplayıp bir ilaç yapmış.

Bu ilacı krala üç gün üç gece içirmiş. Kral iyileşmiş. Kral Sina’yı huzuruna çağırmış ve kendisini nasıl iyileştirdiğini öğrenmiş. Eeee! Bir de Sina’dan kendisinden bir şey isteyip istemediğini sormuş. Sina’nın tek isteği varmış o da saray kütüphanesinde çalışmak. Kral onun bu isteğini kabul etmiş. Sina o günden sonra bu kütüphanede çalışmış ve birbirinden önemli kitaplar yazmış. Sina, insanları hasta eden küçük düşmanlara “mikrop” dememiş ama bütün dünya mikrobun varlığını onun araştırmaları sayesinde öğrenmiş.

Bu masalı anlatmamızın elbette bir sebebi var çocuklar. Ne mi? Kıvırcık. O da kim diye soracaksınız biliyorum, durun heyecanlanmayın. Kıvırcık yukarıda anlattığım masalı dedesinden dinleyen sizin gibi sevimli bir çocuk.  Kıvırcık’ın okulunda ertesi gün aşı yapılacak ve bizim Kıvırcık da açıkçası biraz endişeli. Dedesi niçin aşı olmamız gerektiğini anlatıyor. İşte yukarıda sizlere anlattığım masal Kıvırcık’ın dedesinden dinlediğimiz masal. Sonunda ne olduğunu da merak ediyorsunuz biliyorum. Kıvırcık ertesi gün okula gidiyor ve hiç korkmadan kolunu sıvayıp aşısını oluyor. Elbette biraz canı acıyor ama minik düşmanlardan yani mikroplardan korunmanın en emin yolunun da aşı olduğunu anlıyor.

Bu masalımızda birkaç şeyi birlikte öğrendik. Öncelikle İbn-i Sina’nın kim olduğunu masal tadında okuduk ardından mikroplardan korunma yolunu, yani mutlaka aşı olmamız gerektiğini öğrendik. Korkmanıza gerek yok çocuklar hani derler ya aşı “sinek ısırığı” kadar belki canımızı yakar ama bizi tehlikeli hastalıklardan korur. Duyduk duymadık demeyin!